2/17/08

Beyazıt Bembeyaz


Bir çok yerin tatil olması bizi etkilemedi aynı saatte kalkıp düştük istanbul'un karlı yollarına. Otobüs beklediğim yer her sabah olduğu gibi yine çok esiyor, neden sadece orası esiyor onuda çözmüş değilim. Her gün olduğu gibi 38E ye biniyorum. Yolda tipi başlıyor, belediyeler hazırlıklı yollar tuzlanmış ama tipi o kadar yoğun ki Topçulardan Edirnekapı'ya gidene kadar yollar tekrardan bembeyaz. Edirne kapıda iş makinalarının yolları açmaya çalıştıklarını görüyorum. Diğer günlerin aksine otobüs edirnekapı da boşalmıyor doluyor, diğer günler balık istifi olan Sultançifliği tramvayı da boş. Kardan dolayı yolda 20 araba olmasına rağmen Fatihte trafik başlıyor. Ben Fatih itfaiye de iniyorum. Evet ordam taa mercan'a yürümem gerekiyor, her sabah o yolu yürüyorum. Yürümem gerekiyor çünkü eskisi gibi koşmuyorum :( Bazen Eurosia Corparate Games teki günlerimi hatırlıyorum, bazen kendi kendime diyorum akşamları koşsan tekrar bu sene aynı yarışa katılsan... Geçen sene 2. olmuştum bu sene 1. olurum tabi yarışa milli atlet katılmazsa. Evet geçen sene eurosia corparate games (Şirketler arası oyunlar) 5000 metre erkekler serbest koşuda 2. oldum hakkımın yenildiğini düşünüyorum. Soyak holding'in ankara'dan milli takım kampından profesyonel atlet getirmesi sonucu 2. oldum. Dünya şirketler arası oyunlara katılma şansım olmasına rağmen Atateksin (eski şirketim) beni oraya yollamaması nedeniyle biraz kırgınım. Gerçi o zaman bana Çukurova grubu sponsor olmuştu ama başvuru tarihi geçtiğinden İspanya Bilbao daki Dünya şirketler arası oyunlara katılamamıştım :( Neyse benim Fatihten mercana yürümem gerekiyor. Her sabah 20 dk gittiğim yolu bu sabah 37 dakikada gidiyorum. Yoğun tipi var göz gözü görmüyor. Okulumun önünden geçiyorum hiç bu kadar güzel gelmemişti bana istanbul üniversitesi, neyse durup bakıcak vaktim yok baksamda göremiyorum:( Bakırcılardan mercana giden yola giriyorum, işte orda benden daha çok çalışanlar var. Hamallar sırtlarında 100-150 kiloluk yüklerle o tipiye rağmen ekmeğini kazanmaya çalışıyor. İşte o an herşeyi unutuyorum, yolda çektiğim bütün eziyetleri unutuyorum beş dakika sonra şirkete gidicem sıcak bir kahve içip bu yazıyı yazıyor olucağım ama onların orda taşıyacakları bir tır mal var :( Onlara acıyarak yoluma devam ediyorum. Benden önce mercana sanki kimse gitmemiş kar dizlerime geliyor ve bakir bir alana giriyorum. Mercanda hiç araba yok ve tek ben varım. Şuan kahvem bitmiş her zamanki gibi istanbul üniversitesi yemek hanesi ile karşı karşıya olan şirketimin camından hem okulumu hem dışarıyı izliyorum. Açık havada istanbulun her tarafından gözüken süleymaniye cami bizim şirkete 1 dakikalık mesafede ve şuan minaresini yoğun tipiden göremiyorum.

2 yorum:

Cocukla Cocuk said...

bu fotoğraf denizin üstünde çekilmiş olan o meshur fotograf değil mi? ne cesaret insanlarda ya kırılsaydı buz diye düşünerek bakarım her gördüğümde..

ceoyavuz said...

Ben şimdi donsun özellikle o buzda foto çekilmek için giderim :)