8/31/07

Lome pişirme spreyi

8/30/07

Zuchex 2007 ISTANBUL

Züccaciye sektörünün en önemli fuarlarından gösterilen Türkiyede en fazla kişinin katıldığı uluslar arası fuarlar sıralamasında 16. sırada bulunan ZUCHEX'i sıcak bir pazar günü ziyaret ettim. Sabahın erken saatlerinde Akm'nin önünden fuarın servisine binerek saat 10:00 civarında ulaşıyorum. Niyazi abi ve Murat abiyle sohbet ederek fuarı geziyoruz. Fuarın pazar günü, sıcağın etkisiyle yoğun olmadığından yakınan stand sahipleri bu sene 2 hafta erkene alınan fuarında zamanlamasında yanlış olduğu kanaatindeydiler.

Fuarda en çok dikkat çeken şüphesiz Arzumun standı oluyor, dağıtmış oldukları çantaları almak için, fuar ziyaretçileri bize Arzum nerede diye soru soruyorlar :) 10. holl de tanıdık simalar görüyorum, ÇİFTÇİOĞLU CAM MAM. PAZ. TİC. ve SAN. LTD. ŞTİ nin sahibi Armağan ve Ahmet abimiz ile biraz muhabbet etme fırsatı buluyorum.

8/29/07

Fırsatçı Çin ithalatçısı


Türk halkının ucuz mal istemesi Çindeki en ucuz ürünlerin bazıları standartlara dahi uymayan ama ülkeye yasal yollardan nasıl girdiği belli olmayan bir çok ürünle dolup taşmaktadır. Bunun bütün sorumlusu olarak ilan ettiğimiz Çin ve Çin malları mıdır?
İşte burada konuştuğumuz Çinliler Türk ithalatçılarının ucuz mal talep ettiklerini söylüyorlar. Çin kalite sorununu aşmışken halen daha Çinden ucuz mal getirmenin nedenini de ayrıca ucuz mal getirenlere sormak lazım. Bir zamanlar Laleli esnafının yaptığını şimdi Çinden ithalat yapan şirketler yapıyor. Ekmeğine ihanet etmek böyle bişey olsa gerek.
Çinden alıp burada %300 karla satmak ticaret etiğinle bağdaşmadığı gibi Rusların Laleli esnafına yaptığı çekip gittiği gibi Türk halkının da bir gün Çinden dandik malları getiren firmalara yapmaması kaçınılmazdır. Geçmişten ders almayan sadece önüne gelen fırsatları değerlendiren bu zaman zarfında fahiş karlar yapan grup elbet tüketicinin tokadını yemeğe mahkumdur. Yavaş yavaş bunu fark etseler de işler kötü diye ağlayan bu kesimi hıçkırarak ağlayacağı dönem yakındır.
İşte bile bile lades buna deniyor duvara sert şekilde çarpacaklarını bilerek bildiğini okumaya devam eden bu firmalara artık devletin incelemesi mercek altına alması gerekiyor. Türk Standartlarına uymayan ürünler gümrükten ülkeye hangi yollarla sokuluyor. Devletimizin denetiminde her zaman eksik olduğu gibi bu yönde de büyük bir zaafı bulunuyor. Bunu aşabileceğimiz yollardan bir tanesi ticaret ahlakı, dürüstlük, devlet ve vatan sevgisinin okullarda geyik ders gibi değil üzerine düşerek okutulması gereken sadece o derste değil bütün öğretmenlerimizin üzerinde durması gereken bir durumdur.
Umarım yakında yetkililer bunun hakkında bir dizi önlem alırlar.

8/28/07

Çin mallarını Çin Seddi bile engelleyemeyecek


20.Çin mallarını Çin Seddi bile engelleyemeyecek
Ülkemizdeki Çinli satıcılar ''Çin malları ucuz olur'' ön yargısından oldukça rahatsız. ''Çin'de pahalı ve kaliteli mallar da var'' diyorlar. Çin'den Türkiye'ye ucuz mal getirmelerinin nedenini de 'ucuz mala olan talep' olarak açıklıyorlar.


29 yaşındaki Çinli pazarcı Suu, İstanbul'un Salı Pazarı'ndaki küçük tezgâhında Çin malları satıyor ve pazardaki en ucuz tezgahlardan biri. Liseyi Çin'de bitiren ve okumayı sevmeyen Suu, ticarete atılmaya karar vermiş, iki yıl önce de İstanbul'a gelmiş.
------------------------
Ucuz ve kalitesiz Çin malları Türkiye'yi istila ediyor
Daha fazla kazanabilmek amacıyla özellikle ucuz malları istiyorlar
İddialara göre bu sayede yüzde 300 kâr ediyorlar
Bu istilanın gerçek sorumlusu olarak Türk ithalatçılar gösteriliyor
Bunun yanı sıra Çinli girişimciler de Türkiye'ye gelmeye başladı
Sadece İstanbul'da yaklaşık 1000 Çinli çalışıyor
Türk işadamları, 'kızıl mallara' karşı kota getirilmesini istiyor
------------------------- Çinli pazarcı Suu, tezgâhtan bakmak için aldığım Çin malı dürbüne dikkatini vermeye çalışarak, yanımda duran başörtülü teyzeye laf yetiştirmeye çalışıyordu. Teyze ise almaya niyetlendiği işlemeli küçük el çantasının fermuarındaki tutukluk nedeniyle biraz da kızmış bir ifadeyle söylenmekteydi. Suu dürbünün hâlâ elimde, benim de yerimde olduğuma emin olduktan sonra, teyzenin elinden çantayı alarak fermuarı açma metodunu gösterdi ve bozuk Türkçesiyle "İşe boyle yapiyosuu. Eline tutuyo, çekiyosu; aciliyo" dedi. Ne var ki teyze, çantayı almaktan vazgeçti ve salınarak uzaklaştı. Suu bunun üzerine yeniden bana döndü ve "Alaca mısın onu" diye sordu. Anlaşılan başına nahoş şeyler de gelmişti İstanbul'un Salı Pazarı'ndaki küçük tezgâhında ve belli ki çarpılmaktan korkuyordu. Eh, ne de olsa bir yabancıydı. Hem de uzağın da uzağı bir ülkeden, Çin'den gelip İstanbul'da çalışan 1000'e yakın Çinliden biriydi. 29 yaşındaydı; İstanbul'a gelmeden önce bir müddet Bulgaristan'da kalmıştı. Tezgâhındaki mallar büyük oranda Çin malıydı ve açıkçası pazardaki en ucuz tezgâhlardan biriydi. Hal böyle olunca tezgâh önünde sirkülasyon da fazlaydı. Suu'nun iki ablası İtalya ve Almanya'da yaşıyordu. Çin'de liseyi bitirmiş ve okumayı sevmediği için ticarete atılmaya karar vermişti. Bir diğer Çinli Bay Ye ise, Tahtakale'de Şark Han'daki dükkânların birinde kurulu Yaolong Dış Ticaret Şirketi'nin sahibi, 37 yaşında ve yüksekokul mezunu. Beş yıldır Türkiye'de. Bu yüzden vergi mevzuatına, bilumum hesap kitap işlerine pek yatkın. Dükkânında yaklaşık bin çeşit mal bulunduran Bay Ye, bunları 500 bin ile 10 milyon TL arasında sattığını söylüyor. Türkiye iş çevrelerinde ve medyada hâkim olan 'Çin istilası' zihniyetini ise doğru bulmuyor Bay Ye. "Üstelik" diyor, "Çin'den mal getiren Türk işadamlarının sayısı bizimkilerden çok. Yani Türkler, Çinlilerden daha fazla zararda". Ancak Bay Ye'nin, Türk hükümeti tarafından Çin mallarına karşı uygulanan 'kota' ve 'gözetim' önlemlerinden pek haberi yok. Yine de bu tür uygulamalar halinde daha pahalı ve kaliteli mallar getirebileceğini, kendi açısından bir problem olmadığını söylüyor.
Çin istilası ne demek?
Evet, yukarıda ikisinin kısa öykülerini anlattığımız şekliyle ve Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün'ün deyişiyle 'Çin istilası' artık semt pazarlarındaki perakende tezgâhlarına kadar inmiş durumda. Tabii aslında yazıda biraz da karikatürize ederek ifade ettiğimiz gerçekler, aslında pek öyle yenir yutulur şeyler değil. Zira, ATO rakamları 'istila'nın çoktan gerçekleşmiş olduğunu gösteriyor. Araştırmaya göre Çin malları Türkiye'de 30 sektörü etkiliyor. Örnek olarak piyasadaki her 100 oyuncaktan 95'i, 100 armatürden 76'sı Çin ürünü. Türkiye'ye giren kaçak mallarla birlikte, Çin malları istilasının maliyeti ise 5-7 milyar dolar arasında. Raporda verilen başka rakamlar da var. Mesela 2002 yılında Türkiye'ye giren 130 bin Çin malı bisiklet yüzünden bin kişinin işinden olduğu, kilit üreticisi irili ufaklı 20 firmanın yine Çin istilası yüzünden kapandığı belirtiliyor. Ancak hem bu 'istila' raporunun satır aralarında, hem haberi hazırlarken konuştuğumuz pek çok işadamının ağzında, belki de Türkiye'yi daha çok ilgilendirmesi gereken başka gerçekler de bulunuyor. Örneğin, ATO raporunda "...düşük fatura, açıktan ödeme gibi yöntemler kullanılması nedeniyle, ithalat rakamı resmi rakamların üzerinde" iddiası var.Yine rapora göre, tüketici, aldığı malın TSE damgası, garanti belgesi, satış ağı ve servisi olup olmadığına bakmıyor. Faturasız ve işporta malı alıyor. Ucuz diye kalitesiz malları tercih ediyor. Hatta devlet bile Çin malı satın alıyor. Bunun örneği de Ders Araçları Yapım Merkezi'nin, okulların ihtiyacı olan 30 bin cam termometreyi Çin'den almış olması. Sağlık Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve TÜRSAB da ilk ağızdaki Çin malı kullanıcılarından.Tam bu noktada kalitesiz Çin mallarının Türkiye'ye giriş yöntemleri ve yollarına da bakmak gerekiyor. Görüştüğümüz tüm işadamları, özellikle gümrük kapılarında kaçak girişlerin oldukça yoğun yaşandığını öne sürüyor. Hal böyle olunca da Çin'den yapılan 2.5 milyar dolarlık ithalatımızın da aslında sadece 'resmi rakam' olduğu gerçeği ortaya çıkıyor. Bunun dışında işadamlarının bir tespiti de TSE'nin yeterince ve etkin biçimde çalışmaması.
Türkler ithal ediyor
Peki gümrüklerin ötesinde bu kalitesiz Çin mallarının Türk pazarına girişinden kim sorumlu? Sorunun cevabı yine işadamlarından geliyor: "Türkler". Çünkü Türk ithalatçılar, bulunabilecek en ucuz malların peşine düşüyor ve onları Türkiye'de yüzde 300'e varan kârlarla satıyor. Bu arada 'off the record' olarak anlatılan bir anekdotu da burada aktarmak gerekiyor. Anekdot, Çin'de geçiyor ve biri Çinli diğeri Türk iki kafadarın Türkiye'de Nokia ürünlerinin iyi satıldığını tespit etmeleriyle başlıyor. Bu tespitin ardından Çin'de hemen sahte Nokia parçaları üreten bir atölye kuruluyor ve iki kafadar bu işten halen 'çok güzel para kazanıyor'.Aslında Çin mallarının piyasaları istila etmesinden yalnız Türkiye değil, tüm dünya mustarip. Türkiye'de durumun vahameti biraz daha katmerli o kadar. İşadamları ise, ülkede acilen üretimi destekleme politikalarının yeniden ele alınmasını, sanayicilerin üzerindeki vergi, yatırım ve enerji maliyetleri ile istihdamın üzerindeki yüklerin düşürülmesi gerektiğini söylüyor. Tabii bir de özellikle gelişmiş ülkeler bize uygularken bağırıp çağırdığımız 'kota' meselesi, yani söz konusu ülke mallarının girişini sınırlamak var. Başta ticaret odaları olmak üzere iş çevrelerine ait pek çok sivil toplum örgütü, Çin'e uygulanacak kotalar konusunda hayli hevesli davranıyor. Ancak özellikle Çin'le iş yapan sanayici ve işadamları, bunun Çin tarafını küstürdüğü görüşünü savunuyor. Üstelik aynı işadamlarına göre hafızaları hayli kuvvetli olan Çinliler, Türkiye'nin bu tavrı karşısında şaşırıyor ve toplam 2.5 milyar dolarlık ithalatımızın nasıl olup da pek çok sektörü vurduğunu anlamaya çalışıyor. Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen ise bir beyanatında koruma önlemleri açısından her türlü tedbirin alınmasına rağmen, Çin malı hücumuna uğradığımızı söylüyor. Çin'in farklı metotlar uyguladığını savunan Tüzmen, "Tehlike, sadece Çin'den gelen mallar değil. Bugün Avrupa Birliği'nden de Çin malları gelmeye başladı" diyor. Tüzmen bunun yolunu ise aynı beyanatta şöyle anlatıyor: "Çin ürünleri, damping soruşturması, fon ya da kota getirilmesi gibi ne yapılırsa yapılsın, engellenemiyor. Bu önlemler alındığında da ithalatı yapanlar Çin'de üretilse bile başka ülkede üretilmiş gibi gösterip getiriyorlar. Bunun yanında ithalatta düşük miktar ve düşük bedel beyanları da var."Tüzmen'in, Tempo'ya verdiği bilgiler arasında, aralarında Çin mallarının da bulunduğu ürünlerde yapılan denetimler sonucu, 26 firma hakkında kaçakçılık suçu işlemekten dolayı adli takibat başlatıldığı bulunuyor. Tüzmen ayrıca Gümrük Müsteşarlığı'nın da çok daha dikkatli davrandığını belirtiyor ve "Gümrük idarelerinde çalışan tüm muayene memurlarından kurulu muayene kurulu uygulamasına geçilecek. Bu sayede bütün memurlar güncel bilgilerle donatılacak ve karşılıklı görüş alışverişinde bulunabileceği için, sorunlara ortak çözüm üretebilecek".Evet, Çin'in inkâr edilemez potansiyeli öyle görünüyor ki, Türkiye'yi daha uzun zaman uğraştıracak ve Çin malları her türlü 'Çin Seddi'ne rağmen ülkeye girecek. Bu arada hatırlatmakta fayda var; 2005'e de çok bir şey kalmadı. 2005'te ne mi olacak? Kotalar kalkacak ve isteyen istediği yere elini kolunu sallaya sallaya gidebilecek...
Kaynak: Tempo

ÇİNLİ YETKİLİ : ÇİN MALLARI GÖNÜL RAHATLIĞI İLE TÜKETİLEBİLİR


in Ticaret Bakan Yardımcısı Gao Hucheng, Çin’den ihraç edilen ürünlerde kalite güvenliği sorunu olmadığını vurguladı.
Gao Hucheng, Çin basınında 27 Ağustos’ta yer alan demecinde, Japonya Sağlık, Çalışma ve Sosyal Refah Bakanlığı tarafından geçen yıl ithal edilen mallara yapılan kalite kontrollerinde, Çin’den ithal edilen gıda ürünlerinin kıstaslara uygunluk oranının yüzde 99.42′yi bulduğunu, buna karşı ABD’ninkinin yüzde 98.69, Avrupa Birliği’ninkinin de 99.38 olduğunu hatırlattı.
Çin mallarının kalitesi ve gıda ürünlerinin güvenilirliği konusunda yabancı basında yer alan olumsuz haberler üzerinde de duran Gao Hucheng, Çin’in ihracatının bu yılın ilk yarısında istikrarlı artış eğilimini sürdürdüğüne, haklarında olumsuz haber yapılan gıda ürünlerinin ihracatının yüzde 22, ilaç ihracatının yüzde 41, oyuncak ihracatının da yüzde 28 oranında arttığına dikkat çekti. Yetkili, bu verilerin yabancı ithalatçı, perakende satıcısı ve tüketicilerin akla dayalı hareket ettiklerini, yanlı haberlere inanarak Çin mallarına yönelik genel tespitlerini değiştirmediklerini gösterdiğini vurguladı.

Global Management Challenge -GMC-

Global Management Challenge inovatif ve çok yönlü bir eğitim yöntemidir.
Takımların, şirketlerini borsada en yüksek hisse değerine ulaştırmak hedefiyle oynadığı ve uluslararası piyasalarda yöneticilik becerilerinin en iyi şekilde değerlendirildiği bir simülasyon içerir.
Yarışmanın amacı uygulayarak öğrenme fırsatı sağlamaktır. Uygulayarak öğrenme metodu, öğrenilen bilginin kalıcı olmasını sağlayan en önemli metoddur.
Yarışma iş dünyası ve üniversite öğrencilerini bir araya getiriyor ve geleceğin profesyonellerini yetiştirmek için aracılık ediyor.
Herkese faydalı olması dileğiyle
Rakibimiz olmanızı bekleriz:)))

Çinden Mal Getirmek

Her önüne gelen Çinden mal getirmeye çalışıyor bunu artık normal alışveriş gibi tahtakaleye gidip alışveriş yapmak zannediyorlar. Birincisi Çinlilere güvenerek iş yapmayın. İkincisi ise burası Çin avrupa ile yaptığınız bütün ticaret kurallarını unutun Çinin kendine özgü bir kültürü binlerce yıllık geçmiş bir tarihi var. Türk firmaları avrupalı firmalara göre Çinde daha avantajlılardır. Bunun sebebi eski zamanlarda yapmış olduğumuz savaşlar sırasından gelen bir kültür etkileşimi ve kökenlerimizin Orta asyada yaşamış olmasından kaynaklanmaktadır. Bunu Çine ayak bastığınız ilk anda hissedeceksiniz. Biz öncelikle çinden herhangi bir ürün getimek isteyenlere Çin hakkında mutlaka araştıma yapmalarını öneriyoruz. Türkiyede Çince bilenlerin sayısı az olsa da ben çok Çince bilene rastladım. Bunlardan yardım alabilirsiniz tabi bende müsait olduğum zamanlar yardımcı olabilirim.

En Çok Kazanan C.E.O. lar

Fortune’un yaptığı araştırmada yer alan 20 CEO’nun yarısını Fransız şirketlerinde çalışanlar oluşturdu. En çok kazanan yönetici listesinde, İngiltere’den sadece iki kişi yer aldı. Araştırmaya göre, en çok kazanan CEO, Fransız otomotiv üreticisi Renault’nun CEO’su Carlos Ghosn oldu. Ghosn, geçen yıl toplam 45.5 milyon dolar kazandı.Lübnan asıllı olan, Brezilya’da doğup Fransa’da büyüyen Ghosn, geçen yıl bir yıl öncekine göre yedi kat daha fazla para kazandı. Sekiz yıldır Renault’un kontrolünde olan Japon Nissan’ın da patronu olan Carlos Ghosn’un kazancında, sıralama yapılırken Nissan’dan kazandığı para dikkate alınmadı.
Avrupa’nın en çok kazanan ikinci CEO’su ise, Loreal’in CEO’su Jean-Paul Agon oldu. Vücut bakım sektöründeki Body Shop’u ele geçiren Agon, geçen yıl 19.3 milyon dolar kazandı.
İtalyan UniCredit bankasının CEO’su Alessandro Profumo, 18.1 milyon dolarlık kazancıyla üçüncü sırada yer aldı.
İngiliz cep telefonu operatörü Vadofone’un CEO’su Arun Sarin de, 15.2 milyon dolarla en çok kazanan dördüncü CEO oldu.
İngiltere’den listeye giren diğer yönetici Royal Bank Of Scotland’ın CEO’su Fred Goodwin ise, 7.8 milyon dolarlık geliriyle 16′ıncı sırada yer aldı.

Basel II Sürecinde Kobi’ler için Yol Haritası (İndirebilirsiniz)

Basel II ile birlikte finans sektöründe çok önemli bir değişim süreci başlamıştır. Özünde sadece bankaların sermaye yeterliği düzenlemesi olarak görünen bu düzenlemenin, bankalarla kredi ilişkisi içinde olan tarafları önemli ölçüde etkilemesi beklenmektedir.
Basel II sermaye uzlaşısı uygulamasının, ülke riski ve krediyi kullananın taşıdığı riske bağlı olarak bankaların sermaye gereksinimini ve bununla bağlantılı olarak firmaların kredi maliyetlerini değiştirmesi beklenmektedir.Düşük kredi derecelendirme notuna sahip olan kredikullanıcılarında kredi maliyetinde artış olabilecektir. Özellikle bu gelişmeden en çok etkilenmesi beklenen Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerdir. Kobi’lerin kısa bir zaman sonra uluslararası standartlar çerçevesinde kredi koşullarına tabi olma zorunlulukları, ilk etaptabüyük bir endişe ile karşılanan önemli bir değişimdir.
Basel II sürecinde gerekli kriterlere uyum sağlamak için işletmelerin hazırlık yapmaları gerekmektedir. Yaklaşan bu süreçte önemli olan hızlı hareket etmek ve 2008 Ocak ayında Basel II düzenlemeleri uygulanmaya başlandığında gerektiği gibi hazır olmaktır.
Bu çalışma, bu süreçte firmaların nelere önem vermeleri gerektiği ve hazırlık sürecini sağlıklı bir şekilde nasıl tamamlamaları gerektiğine ilişkin bilgiler içermektedir.
http://www.deloitte.com/dtt/cda/doc/content/turkey-tr_ceo_Basel2KOBiler_250707.pdf

Son dk. Çinden Nakliye firmasıyla anlaşma!

Shanghaida bulunan bir nakliye firmasıyla anlaşma imzalamış bulunmaktayım. Çinden hertürlü alımlarınızda Çinli uzmanlarla çalışmaya ne dersiniz. Nakliye konusunda beninle irtibata geçebilirsiniz.

Çinin Tahtakalesi Yiwu

Türkiyede meşhurdur Tahtakale her ülkede böyle toptancıların toplandığı merkezler vardır. İşte Çininde tahtakalesi Yiwu’dur yiwudaki bütün dükkanları 1 ayda gezemezsiniz. Ülkenin dili Çince her ne kadar ingilizce bilenlerin sayısını çok deselerde Yiwuda bu sayı çok az hatta yok denecek kadar. Aradığınız hemen her ürünü her kalitede burda bulabilirsiniz. Fuar cazibesini kaybetti yeni bir mekan arayanlar için Yiwu iyi bir seçim. Yiwu hakkında sorularınıza ve yiwudaki firmalara ulaşmak isteyenler yavuzselimsen@gmail.com adresinden irtibata geçebilirler. Detaylı bilgi için tıkla.

Uzakdoğu Fırsatlar Ülkesimi?

Aslında dünyanın hemen her tarafında fırsatların olduğunu sadece onu görebilecek kişilerin olması gerekir. Uzakdoğu da dünyanın her tarafı gibi bir potansiyele sahiptir. Uzakdoğu derken önceleri japon malları kaynarken şimdi ithalatımız Çine kaymış durumdadır. İthalat ihracat arasındaki bu dengesizliği aşmaya dursun yetkililer, biz gelelim uzakdoğudaki fırsatlara. İşçiliğin, enerjinin ucuz olması tabiki bir avantaj ama bu da yanında bir dizi sorun getirmekte kalitenin düşük olması aynı standartın sağlanamaması v.s. Uzakdoğu demek sadece Çin demek değil çinin etrafındaki küçük ülkelerde büyük potansiyel taşımakta. Birde Çine İhracat var bunu yapabilmek için ise marka olup dünyada sesinizi duyurmanız gerekiyor. Çinin zengin nufusu Türkiyenin nufusundan daha fazla.

Çin ile Ticaret

“Ya Çinde olursunuz yada yok olursunuz” tüm dünyada ticaret çevresinin kullandığı bir söz. Bu söz üzerine Çinde yapılan reklamın haddi hesabı yok. Yada irtibat ofislerine ne demeli Çince bile bilmeyen ama Çinde aracılık yapan kişilere bile aracılık yapan Çindeki üreticiye en az 4.elden imkan sunan bu karmaşık ülkede gelde ucuz ürünü bul. Ürün el değiştircekce fiyatı artan toplumda ticaretin kuralları değişmeye başladı bile. Eskiden çok önemli olan Kanton fuarı şimdi hiç bir espirisi olmamasına rağmen sırf itibar için giden iş adamlarımızla kaynıyor. Ama onlarda fuarda asıl üreticinin olmadığını bilmelerine rağmen ellerinden birşey gelmiyor dönüp dolaşıp çince bilen aracılık yapan insanların eline düşüyorlar. Çinlilerin her ne kadar ingilizce bildiklerini sölesenizde sadece fuardaki aracılar konuşuyor. Fabrikalara ulaşmanız için tek formül var ya bizimle olucaksınız yada çinde kaybolucaksınız:) Şanghaidaki ortağım CHEN SHU sizin için en uygun fiyatı bulup ürün nakliyeye verilmeden önce son kontrolleri yapıp mallarınızı kontrol eder. Mallarınız bizimle güvence altındadır. Verdiğimiz diğer hizmetler Çinde pazar araştırması ithalat-ihracat danışmanlığı.

C.E.O. gibi düşünmek zirvede olmak için 22 yaşamsal nitelik

Bu 22 maddeyi sizi iyi tanıdığını bildiğiniz 3 kişiye cevaplandırması için rica edin.
22 YAŞAMSAL NİTELİK DĞERLENDİRME FORMU
1-Kendine Güven
2-Davranışların Konrolü
3-Azim
4-Sürekli Gelişim
5-Dürüst ve Ahlaklı Olmak
6-Konuşmadan Önce Düşünmek
7-Özgün Olmak
8-Alçakgönüllü Olmak
9-Tarzının Farkında Olmak
10-Cesur/Biraz Vahşi Olmak
11-Mizah Duygusu
12-Biraz Teatral Olmak
13-Ayrıntılara Odaklanmak
14-İşinde İyi ve Liderliğe İstekli
15-Ekibi için Savaşan
16-Hatasını Kabul Eden
17-Dostdoğru Olmak
18-Kibar Olmak
19-Meraklı Olmak
20-Rekabetçi Olmak
21-Esnek Olmak
22-İyi Bir Öykü Anlatıcısı Olmak
Bu soruları sizi tanıyan en az 3 kişiye sorun ve onlardan sizin yanılmamanız için sırf siz olduğunuz için fazla puan vermemelerini ne görüyorlarsa onu vermelerini isteyin. Daha sonraki yazılarımda o yönlerinizi geliştirme adına yazılarla sizinle olucağım.
Not : Değerlendirme 10 üzerinden numaralandırmalarını isteyin.

Başarıya Giderken Eleştirilmek

Okumaya karar vermem daha doğrusu CEO olmaya karar verdiğim ilk an Fahrettin Özüdoğru lisesindeki en arka sıralardan birindeydi. Karar verdiğim andan itibaren eleştiri almayada başlamıştım. Bunlar olumlu olduğu gibi bunların çok daha fazlası olumsuzdu. İlk eleştiri en arka sırada oturduğumdan dolayı arka sırada oturanlar genelde tembel olur sözleriydi “sınıf birincisiydim”. Başarılı oldukça eleştiriler dahada fazlalaşıyordu. Ama sana inananların sayısıda gittikçe artıyordu. Bir gün Çince öğrenmeye başlayınca ellerine büyük bir koz geçmiş gibi onu kullanmaya başladılar. Önce “Türkçe konuşmayı öğren, başka dil mi kalmadı” bunlardan bazılarıydı. Türkçeyi etkili konuştuğumdan bu tezlerini çürütmem pek de zor olmuyordu ama başka dil mi kalmadı sözlerine cevabım olmasına rağmen susuyordum çünkü cahile verilecek en iyi cevap susmaktır. Zaman geçti ben Çinceyi öğrendim Çincede yeni dünya dili oldu Çince bilenler haftada 2,500 $ kazanmaya başladı. Beni eleştirenler bu sefer kıvırmaya başladı ama yine eleştirerek. “Kedi olalı bir fare tuttun dediler, hayatta yaptığın en akıllıca şeydi ….v.s” Hayatımda başarılı olmak için çalışmaya başladıktan sonra çok az hata yaptım. Ve onların ne olumlu eleştirilerini nede olumsuz eleştirilerini kafama taktım. Ama bana karşı yapılan olumsuz eleştiriler hep beni tetikledi.

Ne güzel demiş N.Fazıl KISAKÜREK

“EY DÜŞMANIM SEN BENİM İFADEM ve HIZIMSIN,
GÜNDÜZ GECEYE MUHTAÇ BANA DA SEN LAZIMSIN.

Projeni hayata geçirelim

Yeni bir iş kurmayı düşünüyorsun, Çinden mal getirmek istiyorsun yada ithalat ihracat yapmak istiyorsun, süper bir fikrin var bunu marka yapmak istiyorsun, bilişim sektöründe yeni bir fikrin mi var projeni bizimle paylaş projen için hep birlikte çalışalım. Biz kimiz neden bizimle paylaşma gereği duyucaksın. Çin pazarı çindeki ürünler hakkında uzman bir ekibiz ve hepimiz Çince biliyoruz Çini çok iyi tanıyoruz, Çin iş kültürünü insanlarını tanıyoruz. Hepimiz dış ticaret ile uğraşıyoruz bunun yanında http://tavsiyeettim.com/ sıfırdan alıp marka yaratıyoruz. Dünyanın her tarafına ticaret yapıyoruz.Bir çok şirkete ithalat-ihracat danışmanlığı ve pazar araştırması yapıyoruz. Bize projesi ile gelenlerin projelerini inceleyerek 3 ayırıyoruz Çok iyi, İyi, Vasat. Sizinle karşılıklı konuşarak projenize ortak oluyoruz. Sonra projenizi geliştirmenize yardımcı oluyoruz proje tutarsa ikimizde kazanıyoruz tutmazsa ikimizde kaybetmiyoruz, içimizde girişimcilik ruhunu daha ileriye taşımak için çalışmaya devam ediyoruz. Biz size projenizi hayata geçirmeniz için fırsat sunuyoruz karşılığında ikimizde faydalanıyoruz başarısız olursa ondan ders alarak diğer projelerimize devam ediyoruz.

Ticaret Liseli Olmak

Orta okulda notlarımız düşüktü dediler senden birşey olmaz seni sadece ticaret lisesi paklar (küçük görerek) paşa paşa gittik istemeye istemeye Fahrettin Özüdoğru Ticaret Meslek Lisesine okulun hiç iyi bir imajı yoktu sadece okula git, belki bitirsin biri seni işe alır muhasebeci olursun (sıradan bir muhasebeci) kafama çizdikleri resim bu kadar büyüklükteydi. Daha fazlası sadece hayalden ibaretti. Okula ilk gittiğim günü hatırlıyorum, yeni tanıştığımız arkadaşlarla konuşuyorduk biri Bilgisayar Mühendisi olmak istiyor biri başka bir şey ama hepsi alakasız bir okuldalar. Benim düşüncelerim işletme okumak ve iyi bir C.E.O. olmaktı. Ama dediğim gibi bu benim hayalimdi çevrendeki insanlar kitap okuduğum zaman bile ”fazla okuma deli olursun” diyen bir topluluktan, senin ufkunu geliştirmesini bekliyemezsin. Bende beklemedim zaten ben farklıydım o zaman fark yaratmalıydım, bu arada herkes farklı ama sadece ender insanlar fark yaratabilir o kişi neden ben olmamalıydım yada neden siz olmayasınız. Daha sonra bize Üniversiteye gitmemizi hayal olarak anlattılar, ama ben bir kere hedefe odaklanmıştım hedeften gözümü ayırdığımda ayrıntıda takılıp kalacağımı ve hedefe asla ulaşamıyacağımı biliyordum. Hedeften gözümü asla kırpmadım başarı arkamdan kendi geliyordu artık başarıyı yönetebiliyordum bu iş hayatına atılmadanki ilk yönetim deneyimimdi. Lisede başarılı bir öğrenciyim bu kimileri için yeterli bir veri ama ben o okul dışında bu ülke dışında da rakiplerim olduğunun bilinceydim bu başarı asla bir ölçü değildi. Lise 3 te staja başladım, işte işin en zor kısmı buydu biz stajda bişeyler öğrenmeyi umarken hayat karşımıza koli taşıma, fotokopi çekme, fax çekme, arşiv düzenleme, çalışanların özel işlerini yapma, onun tel fat yatır, bunun elektrik fat yatır vs. böyle bir şey beklemiyordum ama bununla karşılaştım. Hiç kimse bundan bahsetmemişti. Daha sonra öğrendim ki Rahmi Koçta iş hayatına depoda çalışarak başlamış, Üzeyir Garihte iş hayatına depo yıkayarak başlamış bende arşive 100 lerce klasör taşıyarak başlamıştım. Okulu bitirmemize aylar kalmıştı, bitsede kurtulsak dediğimiz okul gerçekten bitiyordu ama ilk başlardaki neşemiz hüzne dönüşmüştü. Başka bir sıkıntımız daha vardı biz ticaret liselilerin, bu okulu bitirince ne olucaz Üniversite zor, staj bitiyor artık kendi ayaklarımız üstünde durmak istiyoruz ama kariyerimizi yönlendircek kimse yok bütün bu sorular arkadaşlarımın kafasını kurcalıyordu. Ben bunu kafama takmayan ender kişilerdendim çünkü üniversiteye giricektim hedef buydu 3 yıldır bu anı beklemekteydim ve İstanbul Üniversitesi Muhasebe bölümüne yerleştirildim. Bu başarı tesadüf değildi, disiplinli planlı çalışmanın eseriydi. Daha sonra amacımın üniversite okumak olmadığı kanaatına vardım üniversite sadece bir araçtı ve asla amaç olmamalıydı. sadece C.E.O. luğa giden yolda çıkmam gereken 100 lerce basamaktan sadece bir tanesiydi. Benden daha iyi okulda daha iyi şartlarda olanlara bakıpta benimde param olsaydı, bende o okulda okusaydım, benide yönlendiren biri olsaydı, banada destek olan biri olsaydı demedim param olmamasına rağmen, o okulda okuyamama rağmen, yönlendiren kişilerim çok az hatta olmamasına rağmen kimse destek olmamasına rağmen başaralı olucaktım. Yani “saydıcı” değil hayatta “rağmenci” olmayı başarabilmiştim. Ve bunu arkadan başarılarım takip etti.

Tuğla teorisi

Tuğla Teorisi
Bir camı açık bir odaya 100 kadar tuğlayı belli bir şekilde dizili bırakın.
Daha sonra odaya 2 veya 3 aday gönderin ve kapıyı kapatınOnları kendi hallerinde bırakın ve 6 saat sonra odaya giderek durumu analiz edin.

Eğer tuğlaları sayıyorlarsaMuhasebe bölümüne yerleştirin.

Eğer tuğlaları tekrardan sayıyorlarsaDenetçiler bölümüne yerleştirin.

Eğer odanın her yanına tuğla saçmışlarsaMühendisliğe yerleştirin

Eğer tuğlaları garip bir düzende sıralamışlarsaPlanlama bölümüne yerleştirin

Eğer tuğlaları birbirlerine atıyorlarsaOperasyonlar bölümüne yerleştirin

Eğer uyuyorlarsaGüvenlik bölümüne yerleştirin

Eğer tuğlaları parçalara ayırmışlarsaBilgi teknolojileri bölümüne yerleştirin

Eğer boş boş oturuyorlarsaİnsan kaynakları bölümüne yerleştirin

Eğer birçok farklı kombinasyon denediklerini söylüyorlarama bir tuğlayı bile yerinden kıpırdatmamışlarsaSatış bölümüne yerleştirin

Eğer odada değillersePazarlama bölümüne yerleştirin

Eğer camdan boş boş dışarı bakıyorlarsaStratejik planlama bölümüne yerleştirin

Ve son olarakEğer biribirlerine bir şeyler anlatıyorlarsa ve tek tuğla bileyerinden oynamamışsaOnları tebrik edinve Üst yönetime yerleştirin.

YAVUZUN CV'si

BAŞLIK (HEADİNG)
“Ben cesaret ve bilginin her şeyi kuşatacağına inanırım.”
YAVUZ SELİM ŞEN
ADRES: GAZİOSMANPAŞA İSTANBUL AVP./TÜRKİYE
E-MAİL : yavuzselimsen@gmail.com
DOĞUM TARİHİ: 15.08.1986
MEDENİ HALİ: BEKÂR
ASKERLİK DURUMU: TECİLLİ
EHLİYET: YOK
SİGARA KULLANIMI: KULLANMIYOR
ENGELLİLİK DURUMU: YOK
HEDEF (OBJECTİVE)
“Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım etmez.”
-50.000.000 USD üzerinde kendime ait bir şirketinin olması
ÖNEMLİ BAŞARILAR (HİGHLİGHTS)

EĞİTİM (EDUCATİON)
“Eğitim yalnız öğrenmek değil; bir aksiyondur.”
Alpaslan İlköğretim Okulu
Mezuniyet Yılı: 2003
Mezuniyet Derecesi: 3,96
Fahrettin ÖZÜDOĞRU ticaret Meslek Lisesi
Mezuniyet Yılı: 2006
Mezuniyet Derecesi: 4,68
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİRİMLER MESLEK YÜKSEK OKULU
Eğitimi devam etmektedir, 2. sınıf öğrencisi
YABANCI DİL
ÇİNCE

Okuma: orta
Yazma: orta
Konuşma: orta
İNGİLİZCE
Okuma: orta
Yazma: orta
Konuşma: başlangıç
BİLGİSAYAR DENEYİMİ
Office 2007, SAP, Uyum, LKS 2, Lotus 6.5, Dreamweaver, Windows XP ve Donanım Bilgisine sahibim.
PROFESYONEL OLARAK ALINAN EĞİTİMLER
Bugünün Lideri
Proje Yönetimi
Stres Yönetimi
Finansal Yönetim
Kazanan Takım Satış Gücü Yönetimi
Ben Dünyanın En Akıllı Adamıyım
Serbestbölgeler’de Vergi Avantajları ve Muhasebeleştirilmesi
Elektronik Satış Danışmanlığı e-SD
İŞ DENEYİMLERİ
“Düşünmek ışık; çalışmak hayattır.” (Victor Hugo)
ATATEKS – İSTANBUL AVP (12.06.2005 – 16.06.2006)
SEKTÖR: TEKSTİL
BÖLÜM: MALİ İŞLER
POZİSYON: STAJYER
ATATEKS – İSTANBUL AVP (19.06.2006 – 09.05.2007)
SEKTÖR: TEKSTİL
BÖLÜM: MALİ İŞLER
POZİSYON: MUHASEBE UZMAN YARDIMCISI
ATATEKS – İSTANBUL AVP ( 09.05.2007-…………)
SEKTÖR: TEKSTİL
BÖLÜM: MALİ İŞLER
POZİSYON: MUHASEBE UZMANI
YETENEKLER
“İnsan yetenekle doğar eğitimle yaşar.”(Cervantes)
- Takım çalışması uyumlu ve iyi bir iletişim bilgisine sahip
- Patagoloji alanında bilgili ve insanları iyi anlama becerisine sahip-
İLGİLER
“İşe yaramayan ilgiler sahibini yük gibi altında ezer.” (Einstein)
- Global dünyada Çin ekonomisi, Çin kültürü ve dili
- Gelişen dünyada sektörlerin gelişimi ve fuarlar
- Mesleki gelişimime faydalı yayınların takibi

REFERANSLAR İstek doğrultusunda gösterilecektir.

YAVUZUN KİŞİLİK TESTİ

YAVUZ SELİM ŞEN
YAŞANTIYA AÇIKLIK % 79
SORUMLULUK % 86
DIŞA DÖNÜŞLÜK % 71
UZLAŞMACILIK % 86
DUYGUSAL DENGE % 83
Bu veriler www.kariyer.net sitesinde ki kişilik testi sonuçlarıdır.

C.E.O. YAVUZ

1986 yılında İstanbul'da doğdu. Fahrettin özüdoğru ticaret meslek lisesinden 2006 yılında mezun oldu aynı yıl İstanbul Üniversitesi Muhasebe Bölümüne kayıt oldu. Şuan İstanbul üniversitesi muhasebe 2. sınıf öğrencisidir. Stajyer olarak lise son sınıfta başladığı Atatekste bir yıl stajyerliğin ardından muhasebe uzman yardımcılığına atandı. Sekiz ay sonra muhasebe uzman yardımcılığından uzmanlığa terfi etti fakat görevinde 5 ay durduktan sonra kendiği isteği ile ayrılarak Depa Hediyeliğe geçti. Lise yıllarında başlamış olduğu Çin dili öğrenme hayranlığı ilerleyerek bu blogu yazmaya başlamasına neden oldu.
Aynı zamanda Çin hakkında danışmanlıkta yapmaktadır. Çin hakkında yazmamı istediğim konuları bana yavuzselimsen@gmail.com adresinden yazabilirsiniz.

UFRS 2006 kitapçığı ücretsiz

Özellikle Avrupa ve Asya-Pasifik Bölgesi’nde bulunan binlerce şirket 2005 yılında kendi ulusal muhasebe politikaları yerine Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarını (UFRS) kullanmaya başlamışlardır.
Tutarlı uygulanan ortak bir finansal dil, yatırımcıların, farklı alanlarda faaliyetlerini sürdüren işletmelerin finansal sonuçlarını daha kolay bir şekilde karşılaştırmalarına ve çeşitlilik ve yatırım adına daha fazla fırsat yaratmalarına imkan verir.
Muhasebeye ilişkin uluslararası bir yaklaşım, denetim şirketlerinin ve onların müşterilerinin ortaya çıkan muhasebe sorunlarına karşı tutarlı bir global uygulama geliştirmesine imkan sağlayarak, uluslararası sermayenin daha kolay bir şekilde akışına izin verir. Düzenleyicilere göre, farklı raporlama sistemlerini anlama ihtiyacı ile ilgili karmaşa ise azalır.
UFRS Cep Kitapçığı 2006 Uluslararası Finansal Raporlama Standartları konusunda yol gösterici bilgiler içermektedir.
http://www.deloitte.com/dtt/cda/doc/content/turkey(tr)_fsi_UFRS2006cepkitapcigi_131106.pdf